4 Kasım 2008 Salı

Kriz dolu günler

Günün en eğlenceli anıydı. Masaya çıktı, salata tabağını önüne çekti ve salatanın üzerindeki bütün kırmızı biberleri tek tek yedi. Bayılıyor bu işe, her akşam salatayı birlikte yapıyoruz, ben doğruyorum o salata tabağına koyuyor. Meyve yemeyen insan kırmızı biber yiyor. Neyse ki yiyor tabii ama yine "domates de çok güzel birşey" ya da "marulun tadına bakmak ister misin" gibi belki 150. defa aynı cümleleri kurdum bıkmadan. Hani yanında yiyin sizi gördükçe alışır sever diyor ya uzmanlar yok öyle birşey. Her akşam neredeyse yanar döner meyve tabağı yapıyoruz tık yok bizimkinde. Ancak bizi besliyor elleriyle. Ya da mandalina kabuklarıyla yemek pişiriyor falan.
Haftaya 2,5 yaşında olacak fakat bugünlerde sanırım 2 yaş sendromu tavana vurdu. Herşeyimiz kriz! Evden çıkarken giyinme ve çiş yapma, yatarken yatakta zıplama, giyinme ve özellikle donsuz durmak isteme, banyoda saç yıkanmasın diye türlü pazarlıklar, dışarda sürekli bir koşma hali, kendini yere atmalar, yerlere yatmalar, dışarda girdiğimiz tuvaletlerde hele neler neler...anlatmakla, yazmakla bitmez.
Her gün çeşit çeşit krizlerle mücadele et sonra gece yatırırken "bi öpüşelim mi anneeee" diyor ve orada ip kopuyor işte. Herşey unutuluyor ve ertesi gün yepyeni krizlerle bir gün daha başlıyor. Her gün bir o kadar daha güçlü ama bir o kadar da tükenmişlik hissiyle uyanıyorsunuz. Bu da böyle garip, karmaşık bir his işte; Annelik.
Annemin operasyonu perşembe günü. Meğer ne kadar acıtıyormuş insanı annesinin hastalığı. Söz konusu kişi anne olunca başka oluyormuş bunu anladım 2 haftada. Bu da apayrı bir konu. Şu anda yazacak gücüm yok ama. Haftasondan sonra belki...

6 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

boşverin ya sadece kırmızı biber yesin diyesim geliyor.. Marul yemesin..Meyveyi elbet yiyecektir.. Bunu diyorum, çünkü böyle büyüyen çocuklar var çevremde..İstediği şeyi yemeyi sevdikçe, yemeyi reddettiği şeyler için savunma mekanizmasi üretmişler içten içe.Ne zaman üstelemiyorsun, bir bakiyorsun ki yemiş tabagındakileri.. Diğer konulara gelince eminim, zor ama bir o kadar da komiktir.Annelik için bir arkadaşım mazoşist bir sevgi demişti..Şimdi şimdi daha iyi anlıyorum bunu..

Umarim annenizin morali iyidir.. Perşembe günü için iyi şanslar ve sabirlar diliyorum.

funda dedi ki...

mesela diyelim ki sen tavuğu sevmiyorsun ve birisi sana zorla tavuk yedirmeye çalışıyor. ne kötü bir durum dimi.. bırak o da tercih yapabilsin bence, sevdikleri gibi sevmedikleri de olsun... krize gelince biticek derim ben ama bu defa terrible 3- 4... başlıycak. kriz hiç bitmiycek ama kriz çözümleri de hiç bitmiycek. bu arada sen belki biraz daha geniş olmayı öğreniceksin.
kalbim sizinle olucak yarın. umarım sorunsuz olur herşey.. iyi haberlerinizi bekliyorum..

:)den dedi ki...

Annelik ile delilik arasında ince bir çizgi olduğunu düşünürüm. Her an sevgi ve şefkat dolu, her an delirmeye hazır:)
Krizlere, büyüme ve kişiliğimizi ortaya koyma çabası diyelim lütfen:)

Özgür Turan dedi ki...

Yok yemek konusunda pek zorlamıyorum arkadaşlar zaten iştahlı bir çocuk Doğa ama meyve yememesi beni derinden yaralıyor ne bileyim işte çok üzülüyorum buna. Bir de gündüz uykusunu bu kadar erken bırakması. Bu 2 durum en büyük üzüntü kaynağım:))
Brajeshwari, annemin morali pek iyi değil. Yarın Serdar evden çalışıp Doğa'ya bakacak ben de yanında olacağım bütün gün bakalım.
Teşekkürler iyi dileklerinize tekrar.
sevgiler hepinize...

Tijen dedi ki...

Karma mutfakta zen'in linklerine eklendi, selamlar, iyi haftalar!

funda dedi ki...

özgürcüm annen nasıl . iyi desen bir haber versen..