20 Kasım 2008 Perşembe

Çok yorgunum

Doğayı yuvaya götürdüm bu sabah. 12'ye kadar bekledim, o beni görmedi. Daha yeni alışıyor ama iyi gidiyor bakalım şimdilik. Bugün öğle yemeğini de orada yedi. Eve geldik, çamaşır yıkadım, brlikte astık. Artık çoraplarını ve kendi küçük donlarını asıp mandal takabiliyor:)Barbunya ayıkladık, pişirdim. Köfte yaparken, o suyla oynadı.
Güçlü kadın annem işine döndü, iyileşti ve akşamüzeri çaya geldi bana. Doğa'nın deyimiyle "çay partisi" yaptık. Simit ve acıbadem kurabiyesi yedik.
Annem gidince Doğa'ya yemeğini yedirdim, banyosunu yaptırdım. Tam yatacakken Serdar geldi. Acil bir kitap okuma seansı sonrası prenses uyudu. Biz ise o uyuduğundan beri salondaki masada karşılıklı bilgisayarlarda çalışmaktayız. Fonda Nora Jones çalıyor ve artık gözlerim kapanmak üzere.
Bugünden aklımda kalanlar ise;
sevgi ve olumlu düşünce herşeyi bambaşka bir şekle dönüştürüyor.
Doğa benim aynam, ben de onun aynası.
Doğa'dan alacağım en büyük dersim ise, sabır ve sorumluluk

2 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

bunun karşılığnda da bol bol öpücük alacaksin:)

funda dedi ki...

başlığı görünce cem karacanın şarkısı düştü aklıma ne severim..

çok yorgunum beni bekleme kaptan
seyir defterini başkası yazsın
çınarlı, kubbeli mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın...

hadi bugünün şarkısı olsun bu, söyleyelim beraber..