28 Ocak 2009 Çarşamba

Erdem kapanı

İki küçük çocuğu olan bir kadın seramik kursuna katılmak istiyor. Kursun saatleri oğlunun yüzme dersleri ile çakıştığından bu isteğini erteliyor ve kırgınlıklarını içine atarak iyi anneyi oynuyor.
Fotoğrafçılığa ilgi duyan bir baba bu merakını gerçekleştireceği bir yerin özlemini duymakta. Orta halli bir aile için karanlık oda masraflı olabilir ama salona yeni koltuk alınmasını önler en azında. Fakat günler geçer ve sonunda salona yeni koltuk alınır.
Çok yoğun çalışan bir iş adamı kendi içine çekilmek, yalnız kalmak isteyebilir. Tek başına tatile çıkmak ona ilaç gibi gelecektir aslında. Ama karısına karşı haksızlık olacağını düşünür ve bundan vazgeçer.
"Bu yoksunluklarımızı erdem haline getiriyoruz. Uzun, acı verici yaratıcılık iştahsızlığımızı bir fedakarlık gibi kucaklıyoruz. Üstün olma anlamındaki iyi olma çabalarımızı, söze ruhsallığımızı beslemek için sarf ediyoruz. Bu sık düşülen hataya Erdem Kapanı diyorum. Ruhsallık çoğunlukla sevgisiz yalnızlığa giden bir yol ya da insanın kendi doğasını reddettiği yanlış tutumlar olarak yorumlanıyor. Böyle bir ruhsal üstünlük iddiası, inkarın türlü biçimlerinden biridir. Yaratıcı için erdem ölümcül bir hata olabilir. Saygı görmek ve olgunlaşma isteği, etkisizleşmemize hatta yok olmamıza neden olabilir" diyor Julia Cameron, "İçinizdeki Yaratıcıyı Keşfedin" adlı kitabında.
Cameron'a göre, Erdem Kapanı'na yakalanan birçok kişi, sıradan gözlere kendini yok ediyormuş gibi görünmez. İyi kocalar, babalar, anneler, eşler, öğretmenler olmaya koyularak kendilerine herkesin hoşuna giden ve beğenisini toplayan sahte benlik yaratırlar. Bu sahte benlik daima sabırlı, başkalarının gereksinim ya da istekleri için kendilerininkinden vazgeçmeye isteklidir.
"Aşırı derecede erdemli bu tıkanmış yaratıcılar, çocukluklarında onaylanmamış bu asıl benliklerini yok ederler. Durmadan "Bencil olma!" sözlerini duyan asıl benlik, başkalarına hayır kendine evet diyebilen, oyun oynamayı bilen, sağlıklı, zaman zaman anarşist, rahatsız edici bir karakterdir."
Sarsıcı bir kitap. Mutlaka edinmenizi öneririm. Dergide de çok ilgi çekici diğer bölümlerini yazdım bu ay. Haftaya koyabileceğim buraya.

6 yorum:

tutsak dedi ki...

Aslında günümüzde pek çok evliliğin sona erme nedenlerinden birisidir bastırılmış kimlikler.Arkadaşlıklar döneminde karşı tarafın duygularını anlayıp onun istediği gibi birisi olmaya ve sürekli kendi gerçek duygularını bastırmaya çalışan kadın ya da erkek evlilik sonrasında (ki artık sahip olma içgüdüsüne ulaşılmıştır)yavaş yavaş eski olağan hallerine dönmeye başlıyorlar ve sonuç MALUM.

Brajeshwari dedi ki...

Kitabı okumak istedim.Hemen ! Bu akşam hatta..Bunları hep paylaş Özgürcüm.
Sevgilerimle..

Nilambara dedi ki...

"Erdem Kapanı" çook güzel bir tanımlama...
ve şu cümle;
"Ruhsallık çoğunlukla sevgisiz yalnızlığa giden bir yol ya da insanın kendi doğasını reddettiği yanlış tutumlar olarak yorumlanıyor"
ve yadırganıyor, redediliyor çoğunlukla... oysa kişi ruhsal zenginliğe ulaştıkça sosyal zenginliği de paralel artış gösteriyor... ve doğasını redetmiyor aksine olması gereken doğal haline ulaşıyor...
çok güzel bir cümle, üzerine cümleler dolusu konuşulabilir..

Çok teşekkürler Özgür, yazını merakla bekleyeceğim ve kitabı okumayı da :)

Basak dedi ki...

Çok faydalı bir paylaşım, kitabı edineceğim.

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

ben de de buyuk bir ilgi uyandirdi bu kitap.. hem sizin yazinizi hem de kitabi cok merakla okuyacagim..
gercekten de yerini bulmayan ya da sosyal bilincle olusturulmus erdem bir tuzak hepimiz icin..

Özgür Turan dedi ki...

Teşekkürler güzel yorumlara, kitabı okurken beni hatırlayın:)
sevgiler...