5 Şubat 2009 Perşembe

Tiyatro maceramız


İlk tiyatro deneyimimizi yaşadık. Oyuncak müzesinde kukla tiyatrosuna gittik. Hem de çok sevdiklerimizle birlikte. Kuzen Duygu, canım Evrim ve portakalı Naz. Doğa ve Naz doğduklarından beri arkadaşlar. Hep birbirlerinin ilklerine tanık oldular, çoğu ilki de birlikte yaşadılar.
Bugün yine bir ilk olmasına rağmen gayet güzel, sabır ve ilgi ile izlediler oyunu. Tabii ara ara şu sorular gelmedi değil;
-Ne var o perdenin arkasında?
-Bu ses de ne?
-Kim konuşuyor şimdi?
-Kurt büyükanneyi yedi mi? Ne olacak şimdi?
-Perde ne zaman kapanacak?

Ve müzede aralarındaki diyalog;
Naz: Aaa bu bebeklerden alalım.
Doğa: Hayır onlar eski oyuncaklar (3 dk.önce o da aynı soruyu sormuş ve açıklamışım. Naz'a benim taklidimi yapıyor)

Oyun güzel, müze bir harika. Doğa'nın tabii en çok uzay, doktor, itfaiye ile ilgili oyuncaklar ilgisini çekti. Bebeklerle hiç mi hiç ilgilenmedi. Ama ben bebeklere ve o minik evlere bayıldım. Koysunlar önüme saatlerce oynarım.
Şimdi, canım Ömür'ün minik Alaz'ının büyüyüp kızları tiyatroya götüreceği günleri iple çekiyoruz.

3 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

Nekeyif ama..Cok eskiden "Ayı" filmine gitmiştik.Harika bir belgeseldi. Çok çocuk vardı.Onları hesaba katamadık.Yanımızdaki kız çocugu, film başlayınca annesine sordu "Anne bu ne köpek mi" diye :) Filmin korktuğu bir sahnesinde de altına yaptı.Annesine yalvardı" Anne sakın babama söyleme" diye...

Doğa'nın bu misyon adamı ve kıyafeti sever haline bayılıyorum.Sanırım büyüyünce çok önemli bir görev kadını olacak...

defneyleyasamak dedi ki...

keşke bize de hadi deseydinnnn

Özgür Turan dedi ki...

Brajeshwari, görevi ne olacak acaba ben çok merak ediyorum:)

tamamdır Tuğbacım bundan sonraki oynumuza birlikte gidiyoruz.