5 Ocak 2008 Cumartesi

Bırakabilmek

Evrene güvenmek gerek! Her gün bunu daha iyi anlıyorum. Yolunda gitmeyen ne olursa olsun "Hayrıma olsun" diyerek bırakabilmek en güzeli. O zaman evren öyle bir sıraya diziyor ki olacakları siz bile şaşıp kalıyorsunuz. Bırakmak derken eli eteği çekip öylece durmaktan bahsetmiyorum. Size göre olumsuz olan bir durum içinde kaldığınızda zihninizi meşgul eden düşüncelerden bir türlü kurtulamamak, uyku uyuyamayacak derecede zihninizin uyanık kalması, geçmişle hesaplaşmalar, affedemedikleriniz, şimdide kalamamak, bitmek bilmeyen "keşke"ler...bunların hepsi ruhunuzu gereğinden fazla yoruyor. Zihniniz sizi öyle bir ele geçiriyor ki sürekli negatifte kaldığınız, endişe ve korku dolu olduğunuz için her yeni başlangıç aynı olumsuz şekilde sonuçlanıyor. Aslında bugünlerde çok fazla dillerde dolaşan ama aslında dünyanın varoluşu kadar eski bir tarihi olan çekim yasasının temeli de bu; "Neye odaklanıyorsanız oradan yaratıyorsunuz".
Bir bilim adamının ruhsal seyahatini anlatan "Kod Adı Tanrı" kitabında MANI BHUMIK şöyle yazıyor:
"Ortaya çıkan modern bilimin ışığında artık biliyoruz ki elmayı Newton'un başına düşüren şeyle, tüm evreni birlikte tutan şey aynı çekim ve dünya için var olduğunu bildiğimiz doğa kanunları tüm evren için geçerli. Şöyle de diyebiliriz; 'Ne kadar küçükse o kadar büyük'; Hayal bile edilemeyecek büyüklükte olan evren küçücük bir atom tanesinden oluşmuştur. Bilim artık cenneti dünyadan, zihni özden ayırmamaktadır."

Hiç yorum yok: