27 Mart 2008 Perşembe

Eğlenceli günler


-Doğa sütünü kutuda mı içmek istersin, bardağa mı koyalım?

- Kütü kütü

- Gel kamışı takalım o zaman kutuya.

-Peki

- Tamam o zaman gel pembe bardağına koyalım

- Peki

- Kutudan iç o zaman

-Peki

Aradan 5 dakika geçer:

- Aaaaaaaaaaa süt

ve Pembe bardaktan ya da kutudan süt kendiliğinden içilir.

Ama içilene kadar anne yüze kadar sayar, derin nefes alır, güzellikle anlatır, seçenek sunar, bu defa sakin olmaya kararlıdır, baktı ki olmuyor kendini camdan atmak ister.

"Peki" sözcüğü Doğa'nın "hayır" dediği anlamına geliyor. Bana kalırsa şu ana kadar kendisiyle yaşadığımız en komik durum bu! Çünkü örneğin dışardan bize bakan biri bu diyaloglarımızı duyduğunda "Ne kadar uysal bir çocuk herşeye peki diyor" diyebilir. Oysa ki benim kızım peki derken aslında hayır demek istiyor. Her nasıl da kafasında oluşturduysa bunu bilinmez ama hem komik hem de trajik bir haldeyiz. Bir yandan herşeye hayır demeye başladığı 2 yaş sendromu, bir yandan da bu "peki"lerle geçen günlerimiz pek bir komik! Her günümüz başka bir macera.

Ama çok eğleniyoruz birlikte bugünlerde. Bu inatlaşma durumlarını fazla ciddiye almamak gerekiyor. Doğa'nın agresifleşmeye başladığı ilk günlerde neredeyse aklımı oynatacaktım. Çocuğa ne desem olmuyor. Hiçbir dediğimi yaptıramıyorum, ben beyaz diyorum o siyah. Baktım bu böyle olmuyor herşeyi bıraktım onun seçimine. Öyle de güzel buldu ki yolunu kendini anlatmanın. Birden bire çözüldü. Anlattı kendini bana. Herşeyin o kadar farkındalar ki aslında sizin onlara gerçekten saygı göstererek, farkında olarak yaklaştığınızı görünce hemen değişiyorlar.

Son muayenemizde çok sevdiğimiz doktorumuz çok güzel birşey söyledi: "Tiyatrocu bunlar".

Gerçekten de haklı.

Ama zaten yaşamın kendisi de bir tiyatro değil mi ya.

O halde bırakalım onlar da istedikleri rolü oynasınlar. Daha büyüdükçe kaç role bürünecekler kim bilir.

Bize düşen ise gözlemek, yanlarında durmak ve yönlendirmek.

Hiç yorum yok: