7 Haziran 2008 Cumartesi

Yalnızlaşan dünya

Şu koca dünyada aslında ne kadar da yalnızız... bugünlerde hep bunu düşünüyorum. Arkadaş, dost kavramları bile anlamını yitiriyor burada. Herkes çok yoğun...öyle ki kimsenin birbiri ile yüzyüze görüşebilmeye vakti yok. Hepimiz ya mailleşiyoruz ya da facebook tarzı ortamlarda sohbet ediyoruz birbirimizle. Hele şu facebook'ta kalmaya ne kadar direndiysem de yine de halen oradayım. Çok tuaf geliyor bana insanların birbirine sanal ortamda sarılma, öpüşme ya da hediye göndermesi. Hatta para bile gönderebiliyorsunuz!! Birkaç arkadaşıma doğumgünlerinde görüşemediğimden hediye gönderdim facebooktan ama sonra düşündükçe o kadar sahte geliyor ki bütün bunlar. Bana kalırsa bizler birbirimizi sevmiyoruz. Gerçek sevgi bu olamaz. Evet eğlenceli olabilir sanal ortamda bu tarz şeylerle meşgul olmak ama yüzyüze görüşmek yerine bütün iletişimini buradan yapan insanları gördükçe midem kalkıyor; İlişkilerden, iletişim kurma şeklimizden ve hatta teknolojiden. Herşey çok gerçek dışı, sahte görünüyor gözüme gün geçtikçe. Bunun bir sonu olacak bence. Aslında bu sona doğru gidiş yavaş yavaş da başladı. İnsanlar hayatlarındaki bu sahte yani sanal iletişimin ne kadar anlamsız olduğunu farkedip yanlızlıklarına çare aramaya başladılar. Günümüzün meditasyona merak saran insanı buna önemli bir örnek!

Bazen siyah beyaz televizyonlu günlerimizi özlüyorum. Her ne kadar küçük olsam da o zamanları çok net hatırlıyorum. Sabahları sıcacık sobalı evimizde uyanır Heidi'yi izlerdim. Düşününce bile içim ısınıyor. Hatıra defterim vardı ve de günlük tutardım. Birçok günlüğüm var çocukluğumdan ve lise yıllarımdan kalma. Kalın defterler dolusu yazmışım herşeyi. Hatta bazen annem açar okur diye korkup resimle anlatmışım gizli gizli. Sanki anlamayacak...Bizim çocuklarımız bu facebook kültüründe hayatın bu tadını nereden yakalayacaklar bakalım. Merakla izliyorum hayatın akışını, yaşam şartlarının ve dünyanın bu değişimini. Onlar da bunu deneyimlemeye geldiler dünyaya; Tüketimin dibine vurmayı, küresel ısınmayı, ekonomik krizleri, doğal afetleri, teknoloji savaşlarını...

Hiç yorum yok: