16 Eylül 2008 Salı

Mutlu musun anne?

Doğa benim üzgün, hasta, kızgın olmama dayanamıyor. Ne zamanki bir yerim acısa, ağrısa ya da sinirli olsam suratıma sırıtarak aynen şöyle diyor: "Mutlu musun anneeee? Mutlusun dimii? Dişlerini göster bakimmm. Gözlerini de aççç". Bu ilk başlarda çok komik ve eğlenceliydi ama bir yerden sonra şu noktaya geldim; Acaba dünyada herkesin sürekli yani her an mutlu olması gerektiği mesajını mı veriyorum çocuğuma? Ya da hiç kimse hasta olamaz mı?
Bu konuyu ciddi ciddi oturdum düşündüm ve şu sonuca vardım: Hayır tabiki de, sizin bir yeriniz ağırdığında ya da mutsuz olduğunda açıkça ifade edeceksiniz. Ağlasa da üzülse de bu hayatın gerçeği bunu kabul etmeyi öğrenecek.
Şimdi bu durumun üstüne gidip, biraz uygulamalar yapmaya başladım. Örneğin belimde çoğu zaman ciddi ağrılarım oluyor bütün gün Doğa ile yorulmaktan dolayı. Önceden belim ağrıdan kopsa da Doğa ne istese yapan ben şimdi artık "Benim belim ağrıyor annecim sen oynamaya başla ben bakarım" diyip ona atıyorum topu. Anlıyor mu diye soracak olursanız, evet bence harfi harfine anlıyor tabiii ama anlamamazlıktan geliyor. Çoğu zaman mızıldanarak ya da gayet cinlikler düşünerek beni yanına çekmeye çalışıyor. Resmen tiyatro oynuyor karşımda. Bir rolden diğerine bürünüyor birdenbire. Ama nafile ben ısrarla belimin çok ağrıdığını tekrarlıyorum. Bakalım bu konuda ne zaman tam olarak uzlaşma sağlayacağız. Onlarla yanyana iken bile, biz annelerin de özgür zamanları olması gerektiğini bilmeleri gerek ama değil mi? Yoksa kendilerini özgür bırakmayı da öğrenemeyecekler...

Hiç yorum yok: