11 Ekim 2008 Cumartesi

Oyuncak falan hikaye


"Benim küçük kozalağım" diyor da başka birşey demiyor. Bu kozalak bizimle her yere geliyor. Bir de taşlarımız var böyle. Her yerden taş, kozalak, yaprak, kırık dallar toplanıyor ceplere dolduruluyor. Her gittiğimizde yerden mutlaka çeşit çeşit çöplerle eve dönüyoruz. Tabii bu çöplerin her birinin onun için bir anlamı var. Oyuncaklarıyla hiç bu kadar keyifli oynamıyor. Bugün kapalı bir alışveriş merkezine gittik yine orada da taşlar buldu, büyük saksıların içindeki kocaman beyaz taşlarla oynadı. Bayılıyor bu işe...
Örneğin bıraksam bizim apartmanın otoparkında bile saatlerce taş toplar, çiçekleri inceler, toprakları deşer...Boşuna biz bu çocuğa oyuncak alıyoruz aslında. Ama sürekli ev dışında vakit geçiremeyiz ki...
Doğa doğaya çok düşkün. Umarım hep böyle devam eder...

3 yorum:

ece arar dedi ki...

durum bizde de öyle... en sevdiği hediye taş! her gün bana bir yerlerden taş toplar getirir elvin de... ayrıca özel olarak kozalak toplamaya defalarca çıktık. evde bir tahta sandığımız kozalak dolu... ben de seviyorum ama kozalakları. gördüm mü, atarım cebe:)

Özgür Turan dedi ki...

kozalaklar bana hep çocukluğumu ve dağ havasının kokusunu hatırlatıyor. Bursa'da ailecek dağ yolunda pikniğe giderdik haftasonları. Anneannemle kozalak toplardık, sonra anneannem sobada yakmak için kullanırdı kozalakları.

Brajeshwari dedi ki...

Bende cocukluğumda böyleymişim. Ayakkabilarımın altına takılan taşları cebime atarmışım.Annem hep bu taşları koyacak yer bulamaz " napacaksın onları, bırak burda kalsınlar" dermiş.."Bende onlar benimle yaşamak istiyor " dermişim cevaben..Şimdi çoğu, evimdeki saksıların içinde, hala benimle yaşıyor..